Translate

28 Nisan 2017 Cuma


Güneş Saati Çıktı

Yazar ve şair; Reşat Coşkun, editörlüğünü yazar ve eleştirmen Şahin Torun’un, yaptığı Güneş Saati kitabı ile medeniyet üzerine, bizden beslenen evrensel boyuta ulaşan bir bakışla kaleme aldı.

Yazar ve şair; Reşat Coşkun, editörlüğünü yazar ve eleştirmen Şahin Torun’un, yaptığı Güneş Saati kitabı ile medeniyet üzerine, bizden beslenen evrensel boyuta ulaşan bir bakışla kaleme aldı.

Kitapta yeniden bir medeniyet inşa faaliyetinin fikir sancılarını ve gönül çilelerini anlatılıyor. Daha önce baskıları yapılan yoğun ilgi üzerine kısa sürede tükenen genişletilmiş üçüncü baskısı yapılan, takdimini Şair M. Emin Alper’in yaptığı Şehristan Öykü kitabıyla da bizlere kadim medeniyetimizin ruhuna dair öyküler sunuyor. Aktif Yayınevi tarafından baskıları yapılan kitaplar şimdiden okuyuculardan artan bir alaka görmesi bekleniyor.

Reşat Coşkun kimdir?

Erzurum Yağmurcuk Mahallesinde dünyaya geldi. Atatürk Üniversitesi’nden mezun oldu.Sivas,Siirt,Mardin,Gaziantep illerinde öğretmelik ve idarecilik yaptı. Yayımlanmış eserlerinden bazıları şunlardır: Berceste,Sevdam Kaldı Bir,Sokak Lambası ve Küheylan (Hüdhüdü Beklerken) şiir kitapları;Şehristan (Evvel Zamanlar) ve Şehristan (Ezel Zamanlar) adlı öykü kitabı.Söz konusu kitap görme engelliler yararına Erzurum Yakutiye Belediyesi tarafından seslendirilmiştir.Deneme ve makalelerinden oluşan Güneş Saati kitabında farklı gazetelerde yayımlanmış metinler yer alır.Tema vakfında dört yıl süreyle çevre konusunda konferanslar vermiştir.2001 yılından beri çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yapmıştır..Araştırma ve kültür yazıları ise muhtelif ulusal dergilerde yayımlanmaktadır. 2006 yılından bu yana Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir..2015 yılında başladığı Radyo Dadaş Gönlümüzden Gönlünüze Programına daimi konuk olarak katılımı devam etmektedir. Erzurum Vakit ve Yenigün gazetelerinde haftalık olarak kültür ve medeniyet üzerine makaleleri yayımlanmaktadır.

Eserleri: Berceste, Sevdam Kaldı Bir, Sokak Lambası ve Küheylan adında yayınlanmış dört şiir kitabı vardır. Ayrıca Şehristan adlı öykü kitabı mevcuttur... Şehristan öykü kitabı Yakutiye Belediyesi tarafından görme engelliler için sesli kitap haline getirildi. 

20 Şubat 2015 Cuma

Fırat Üniversitesi Dereceye Giren Mezun Öğrencilerini Ödüllendirdi…




Teknoloji Fakültesi
1-   Nevfel Yunus Coşkun
2-   Erdi Buluş
3-   Şifagül Demiryürek

Yazar:Reşat COŞKUN                                                              resatcoskun@hotmail.com
13/04/2013 
                                                 Sultanın Oğulları


  
Biz üç kişiydik: Fatih ÇELİKPAZU, Nevfel Yunus COŞKUN ve Reşat COŞKUN. Üçümüz de aynı sultanın sadık sevenleriydik. Sultan Abdülhamid Han Türbesinde Yasin Suresi’ni okumuş, içimize doğan muhabbetle saltanat sürdüğü Yıldız Sarayı’nı görme arzusuyla yola koyulmuştuk. Beşiktaş’tan sarayın olduğu semte doğru yürürken gelip geçenlerden Yıldız Sarayı’na dair malumatlar almaya çalışıyorduk. Gel gör ki çoğu zaman sorularımız cevapsız kalıyordu. İstanbulluların çoğu Yıldız Sarayı’nın yerini bilmiyorlardı.  Bu durumda ziyadesiyle bizleri üzüyordu. Bu arada ekibimiz dağılmış Çırağan Sarayı güzergâhınca aramızdaki mesafe bir hayli açılmıştı. Çırağan Sarayı’nın önünde görünüşüyle güven veren bir şahsı özür dileyerek durdurdum. Yıldız Sarayı’nın adresini bize tarif edip edemeyeceğini sordum.
Söz konusu şahıs: ”yıldız Sarayı’nın müdürüyüm. Çırağan Sarayı’nda biraz işim var beklerseniz sizleri oraya götürebilirim, dedi. ”Göz ucuyla arkadaşları süzdüğümde bir hayli uzaklaştıklarını fark ettim. Onları kaybetme korkusuyla; sarayın tarifini alarak oradan uzaklaştım. Telaşlı adımlarla grubu yakaladım. Almış olduğum tarif üzere yürümeye başladık. Epeyce yol aldıktan sonra önümüze çıkan tepeye doğru kan ter içinde tırmanmaya başladık. Zirveye ulaşmamızın vermiş olduğu sevinç kısa sürdü. Saraya dair sorularımız burasının Yıldız Parkı olduğuna dair  cevaplarla hüzne dönüştü..
Tekrar gerisin geri dönüp, tarif edilen ikinci tepeye doğru yola düştük. Birinci tepenin yorgunluğuna ikinci tepenin dikliği eklenince neredeyse adım atacak mecalimiz kalmamıştı. Ancak söz konusu olan ülkenin sultanından çok gönüllerimizin sultanı olan Abdül Hamid Handı. Okul yıllarımızda o zaman ki ecdadı kötüleme furyasından en çok nasibini alan adamdı. Öğretmenlerimizin(!) Kızıl Sultan yazan tarih kitaplarından bizim küçücük beyinlerimize zalim diye nakşetmeye çalıştıkları insandı! Bütün bu çabalara ve zorlamalara rağmen yüreğimizin kötü demeye kıyamadığı resmindeki babacan duruşuyla bağrımıza bastığımız babaydı. Çünkü bizim kültürümüzde peygamberler ümmetlerinin; sultanlar milletlerinin babalarıydı.
  
Sarayın kapısına vardığımızda kapıdaki bekçi, boşuna geldiğimizi, mühürlemenin başladığını, sarayın kapanmak üzere olduğunu söyledi. Bunun üzerine bir hayli üzüldük. İçimden,: “Biz buraya baba senin hatırın için geldik. Herkes Dolmabahçe, Topkapı Sarayı’nı gezerken biz senin hatıran için buradayız.” diye geçirdim. Bu arada içeriye doğru girmekte olan birisi bizlere mademki buralara kadar gelmişsiniz; mühürlemenin önü sıra dolaşın. En azından birazını dolaşmış olursunuz dedi. İçeridekilerin: “ Olur mu efendim?”  Uyarmalarına aldırmadan gezmemiz konusundaki cümlesini tekrarladı.  Hiç yoktan iyidir, diyerek iki odayı dolaşmanın tesellisiyle oradan ayrılacaktık ki;  İçimden: “ Baba hiç böyle olmadı? Biz senin zamanına yetişemedik, zalimlerce tahtan indirilişine dur diyemedik. Lakin seni onca kötülemelere rağmen sana olan sevgimizde hiç tereddüt etmedik. Tahtından indirilsen de gönül tahtımızdan indirilemedin. Senin anlatılan kerametlerin çocuk yüreklerimizin en güzel hikâyeleriydi. Evini bile doya doya gezemedik. Sen bizim babamız değil misin? Bize babamızın evini bile gezdirmiyorlar.”  serzenişinde bulundum.
Tam oradan ayrılmak üzereydik ki yetkili mesainin bitmesine, mühürlemenin tamamlanmış olmasına aldırmadı. İki rehber getirilmesi talimatını, mühürlerin sökülmesi emrini verdi. Bizlere dönerek, ”Babanızın evindeymişsiniz gibi çekinmeden doya doya gezin. Zaman sınırlaması yok. “
Rehberler eşliğinde iki saat doya doya yıldız Sarayı’nı dolaştık. Mutlu bir şekilde oradan ayrıldık. Biz babaya dirimizle sahip çıkmıştık. Lakin o bizlere ölüsüyle sahip çıkmıştı!
Dışarı çıktığımızda Fatih ÇELİKPAZU olayın farkına vardı. Bana dönerek; ben bu işten hiçbir şey anlamadım. Hadi diyelim adam bize acıdı. Buraya kadar gelmişken mühürlemenin önü sıra dolaşın dedi. Ama mühürleri söküp iki saat dolaşmamıza müsaade etmesini aklım ve hayalim almış değil? Bu işte bir bit yeniği var? Küsme ama arkadaşlar senin için bu adam mitçi diyorlardı. Demek ki doğru, yoksa mühürlerin açılması, mesainin bitmesine rağmen iki saat dolaşmamıza müsaade edilmesi, rehberlerin ve görevlilerin buna itiraz etmesi olacak iş değil, dedi! İçimden geçen konuşmaları ona mecburiyet karşısında anlatınca;  Ulu Sultan için “ Baba büyüksün “ dedi. Yıllar önce yaşamış olduğumuz bir olayı biz kadar Milletimiz açısından da önemli olduğunu düşünerek kendimi yazma mecburiyetinde hissettim.

30 Kasım 2014 Pazar

ANSYS

                         ANSYS

Sonlu elemanlar analizi yöntemini esas alan ANSYS paket programı, dört farklı modüle sahip olup bunlardan üçü doğrudan makine mühendisliği uygulamalarını ilgilendirir. Bunlar;

  •   Isı iletimi
  • Hesaplamalı akışkan dinamiği
  •   Katı malzemelerde gerilme ve uzama
şeklindedir. Bu notlarda ağırlıklı olarak ilk iki modül ele alınacak, zaman zaman ısıya maruz malzemelerin gerilme analizi gibi örneklerle kısmen mekanik uygulamalara da değinilecektir. ANSYS-CFX uygulamalarının öğretildiği 14 haftalık ders dönemi olan bir üniversitede, ilk 4 haftanın ısıl problemlere son 10 haftanın ise hesaplamalı akışkan dinamiğine ayrılması önerilir.
ANSYS in en etkileyici özelliği tek bir ANSYS paketi altında, kendi içinde özgün alt paket programlar bulundurabilmesidir. Uygulamada, üzerinde çalışılan geometrik yapı (modeling) tüm paketlerde benzerdir. Ağ yapısı (meshing) da benzer olan diğer bir özelliktir. Bu bağlamda, ağ yapısı (veya düğümlere bölme işlemi) bütün geometriyi, temel fiziksel kanunları aynen sağlayacak olan daha küçük elemanlara bölme işlemidir. Örneğin, ısı iletimi durumunda Termodinamiğin 1. kanunu bölünebilecek en küçük elemanda dahi geçerlidir. Ayrıca, hesaplamalı akışkanlar dinamiğinde kütlenin korunumu, momentumun korunumu (Newton’un 2. hareket kanunu) ve Termodinamiğin 1. kanunu ağ içerisindeki tüm elamanlar için geçerlidir. 
      ISI İLETİMİ

Isı iletimi ısı geçişinin üç yolundan biridir. Isı iletiminin esası moleküllerin, atomların ve serbest elektronların çarpışmasıdır (sadece elektriği iletebilen malzemelerde). Bu moleküller veya alt molekül parçacıkları mutlak sıcaklıklarıyla doğru orantılı hızlara sahiptirler. Bu nedenle, yüksek sıcaklıklı parçacıklar yüksek kinetik enerjiye, düşük sıcaklıklı parçacıklar düşük kinetik enerjiye sahip olacaklardır. Çarpışma kanunundan bilindiği üzere, biri yüksek kinetik enerjili diğeri düşük kinetik enerjili iki parçacık çarpıştığı zaman düşük enerjilide enerji artışı, yüksek enerjilide enerji azalışı meydana gelir. Partiküller çarpıştığı zaman kinetik enerjilerini paylaşıyorlarsa, sıcaklıklarını da paylaşmaları gerekir.
Isı iletiminin moleküler resmi geçerli ve kullanışlı olmasına rağmen, mühendislik hesaplamalarına uygulamak pek elverişli değildir. Bu nedenle, makroskobik bir büyüklük olan ısıl iletkenlik (k); moleküler, atomsal veya elektron bazında çarpışma kapasitelerini karakterize ederek ısıyı iletimle geçirir.   
Isı iletimi katı, sıvı, gaz fark etmeksizin tüm ortamlarda gerçekleşir. Öte yandan, bağıl hareketin gerçekleştiği gaz ve sıvı ortamlarında ısı iletime ilaveten, taşınım adı verilen bir yöntemle de geçer. İletim ve taşınımla aynı anda gerçekleşen üçüncü bir ısı geçiş yöntemi ışınımdır. Aslında ışınım, foton adı verilen ışıma enerjisi paketlerinin neşretme (emisyon) ve emme (absorbsiyon) işlemleridir. İletimin tek ısı geçiş yöntemi olduğu cisimler ışık geçirmez (opak) katılardır.
Mademki ısının üç geçiş mekanizması da Termodinamiğin 1. kanununa tabiidir, o halde bu kanunu ana hatlarıyla hatırlayalım.
1             1.     İLETİMLE ISI GEÇİŞİ ve SICAKLIK GRADYENİ ARASINDAKİ BAĞINTI

Isı iletimi problemlerinde 1. kanun toplam analiz paketinin bir parçasıdır. Diğer bir parçası ise ısı geçişi ile sıcaklık değişimi arasındaki ilişkidir. Bu ilişki Fourier Kanunu olarak bilinir ve şöyle ifade edilir:
  Q=-kAdT/dx
       
Bu denklemde QA alanından dik doğrultuda geçen ısı oranıdır. Isı, iletkenlik değeri k olan bir malzemeden dT/dx sıcaklık gradyeni ile geçer.

  yönünde sıcaklık dT/dx olduğunda geçen ısıdır. Rastgele bir  x yönündeki ısı geçişi ise Fourier denkleminde dT/dx yerine dT/dx alınarak hesaplanır.